Kısadalga muharriri Mehmet Çetingüleç, “Borsa neden yükseliyor?” yazısında Borsa ve dövizde yaşanan yükseliş rekorları ortasındaki ilişkiyi anlattı.
Borsa’da 6 binler trendinin başladığını vurgulayan Çetingüleç “Endeks şu anda 238 dolarda. Şayet 305 dolar düzeyine ulaşırsa, bu endeksin 8 bine ulaşması demek.” diye yazdı…
Çetingüleç’in bugünkü yazısının tamamı…
BİST 100 endeksi haftayı tüm vakitlerin rekorunu kırıp 6 bin 187 puana ulaşarak kapadı. Böylelikle 6 binlerde yeni bir trend başlamış oldu.
Ancak…
Trendin güçlenmesi ve yalnızca Arap ülkelerinden değil, Avrupa’dan da kaynak akışı sağlayabilmek için iktisat idaresinin “piyasayı inandıracak” ıslahatları yapması gerekiyor.
IMF modeline benzeri bir uygulamayla vergi ve artırım yağmurunu birinci adım olarak görmek mümkün.
Halk kamu harcamalarında tasarruf yapılmasını bekliyor, lakin anlaşılan “reformlar” emekliler başta olmak üzere fakirleştirilmiş halkın alım gücünü daha da zayıflatmak üzerine oturtulacak. Zira fakirden ve zenginden birebir oranda alınan “dolaylı vergiler” yüzde 70’lere ulaştı. OECD ülkelerinde bu oran yüzde 30’larda…
Yani bizim fakir halkımız alışveriş yaparken varlıklı Avrupalılardan yüzde 30-40 daha fazla vergi ödüyor.
Zamlar geçen hafta başladı.
“Maaşların hesaba yatmasını bekleseydiniz bari” diyor emekli ve taban ücretliler…
Tekrar borsaya dönelim…
Doğrudan bir anda üst çıkış olmaz, ancak dalgalı bir seyir sonrasında BİST-100 Ocak ayında gördüğü 305 dolar düzeyine tekrar çıkabilir. Endeks şu anda 238 dolarda. Şayet 305 dolar düzeyine ulaşırsa, bu endeksin 8 bine ulaşması demek.
Borsada çok bilinen bir kıymetlendirme vardır: Endeks bir sefer gördüğü noktaya kesinlikle tekrar masraf….
Seçimden evvel 4400’lere kadar çekilen BİST 100 endeksi şu anda kritik bir düzeyde; 6200 aşılırsa 6500’ler hedeflenebilir, sonrasında 7 bin üzerine atabilir.
Eğer aşağı sarkarsa 5800’lere yanlışsız çekilme olabilir.
Borsanın TL cinsinden rekor kırması, kıymetlendiği manasına gelmiyor.
Yine de notumuzu ekleyelim: Borsa risk demektir. Hesaplanmamış bir kriz borsayı direkt etkileyecektir…
Peki 1 aydır borsa neden yükseliyor?
Gram altın birinci 6 ayda yüzde 45 getiri ile birinci sırada, Euro yüzde 40.76 ile ikinci, dolar yüzde 37.56 ile üçüncü sırada yer aldı.
Borsa İstanbul geçen yıl yüzde 196’lık yarardan sonra bu yıl birinci 6 ayda yalnızca yüzde 4.5 prim yaparak yatırım araçları içerisinde en alt sırada bulunuyor.
Şimdi kazananların bekleme, kaybettirenin kazandırma periyoduna girilmiş manzarası var.
Nitekim Haziran ayında en çok kazandıran yüzde 13.86 ile BİST 100 endeksi oldu. Dolar yüzde 13.07, euro yüzde 12.58 kazandırdı. Külçe altının yararı yüzde 3.95 oldu.
Altın fiyatlarında ve dövizde yükseliş potansiyeli zayıfladı. KKM’de yeterli getiri sağlandı lakin bundan sonra yüksek getiri potansiyeli düşük. Geriye mevduat ve pay kalıyor.
Hisseler enflasyon ve devalüasyon karşısında bedelini müdafaaya çalışıyor.
Zaten iktidar, faizi yüksek oranda artırmayarak vatandaşı örtülü biçimde borsaya yönlendirmiş oldu…
Yerliler pay alıyor. Bayramda uzun tatil nedeniyle paylarını satanlar dahi bayram dönüşü birinci gün yüzde 4 prim yapan borsadan daha yüksek fiyatla alım yapmak zorunda kaldı.
Borsayı tetikleyen değerli ögelerden biri de yabancılar.
HCBC Türk pay senetlerinde “ağırlığı artır” tavsiyesinde bulundu.
Moody’s para siyasetindeki olağanlaşmanın bankalarda karlılığı artacağını bildirdi.
Yabancılar da alıma başladı. Haziran ayında 4 hafta üst üste toplam 1.1 milyar dolarlık yabancı alımı gerçekleşti. Bu düzgün bir işaret, fakat yılın birinci 6 ayına bakıldığında yabancılar hala 500 milyon dolar civarında satış yapmış görünüyor.
Yani…
Yabancıların döndüğünü söylemek için daha güçlü alımlara muhtaçlık var.
Öte yandan…
Yabancı yükünün azalmış olması, ağır satışlarda borsanın düşmesini engelliyor.
Örnek;
Bankalara ve sigorta şirketlerine getirilen 5 puanlık ek vergi Çarşamba günü piyasayı birinci anda olumsuz etkiledi. Öğlenden sonra borsa –bankalar dışında- tekrar toparlanıp artıya geçmeyi başardı.
Çarşamba günü Bank Of America banka kağıtlarında yüksek hacimli satışlar yaptı. Kimi tahtalarda günlük satışı 6 milyon lotu geçti. Satışların yüklü olarak küçük ve orta ölçekli yatırımcılar tarafından karşılandığı dikkat çekti.
Böylece bankalar günlük yüzde 4’e yaklaşan kayıpları, gün sonunda azaltmış oldu.
Bu ortada iİlginç bir gelişme….
Politika faizindeki 6.5 puanlık artışa karşın mevduat faizinde birkaç puanlık gerileme var. Nedeni Merkez Bankasının bankalar üzerindeki “döviz hesaplarını azaltın, TL mevduatı artırın” baskısının hafiflemiş olması.
Nisan ayında Merkez Bankası, bankaların bilançolarındaki TL yük yükümlülüğünü yüzde 60’a çıkarmış, bunu tutturamayan bankalara “fazladan yüzde 5 oranında yabancı para mecburî karşılık uygulama” cezası verileceği duyurulmuştu. Bu da bankaları TL mevduat toplamak için daha fazla faiz vermeye yöneltti. Haziran ayında TL yükümlülük oranı yüzde 57’ye çekilince bankalar biraz rahatladı ve mevduat faizlerini 45’lerden 40 civarına çekmeye başladılar.
Yine de yüksek ölçülü hesaplarda 38-40 bandındaki mevduat faizi cazip bir seçenek oluşturuyor.
Yazıyı küçük yatırımcıya büyük bir teklifle bitirelim:
İşlem hacmi sığ, küçük paylarda kar imkanı üzere risk de yüksek. O nedenle likit olan büyük paylara yönelmekte fayda var.
Yabancılar o denli yapıyor!
Odatv.com