İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, ‘Zor Anında İBB Yanında’ kampanyası kapsamında Büyük İstanbul Otogarı’nda açılan, 19 farklı ünitede hizmet sunulacak Süreksiz Barınma Merkezi’nde incelemelerde bulundu. İmamoğlu, emsal alanların sayısını artıracaklarını belirterek, “Sokakta kalan, yaşayan binlerce vatandaşımıza soğuk kış şartlarında takviye oluyoruz. İstanbul’daki bütün vatandaşlarımız duysun ki hangi mevzu olursa olsun, güç anında İstanbul Büyükşehir Belediyesi yanında. Vatandaşımız, köyüne gitmek istiyorsa, memleketine gitmek istiyorsa, çaresizlik içindeyse maddi dayanağını güçlü bir formda yapacağız. Vatandaşımızı köyüne yollayacağız” dedi.
İBB, Sıkıntı Anında İBB Yanında kampanyası kapsamında, Bayrampaşa’daki Büyük İstanbul Otogarı’nda ‘Geçici Barınma Merkezi’ açtı. İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, kış aylarında Anadolu’da kapanan yollar nedeniyle gecikmeli sefer yapan şehirlerarası otobüslerin yolcularına ve sokakta yaşayan vatandaşlara hizmet verecek merkezde bugün incelemelerde bulundu. İmamoğlu, hizmete alınan alanla ilgili değerlendirmelerini de merkezin yemekhanesinde yaptı.
İmamoğlu şunları söyledi:
“Sokakta yaşayan binlerce vatandaşımıza soğuk kış şartlarında dayanak oluyoruz”
İstanbul Büyükşehir Belediyemizin evsiz vatandaşlarımıza dönük; ağırlandığı, yemeklerini yedikleri, konuk olarak kaldıkları, vakit geçirdikleri bir alanı geziyoruz. Büyük İstanbul Otogarı’nın çabucak içerisinde bu türlü bir konaklama merkezinin olması çok değerli. Sokakta kalan, yaşayan binlerce vatandaşımıza soğuk kış şartlarında takviye oluyoruz, kendi yerlerimizde oluyoruz. Bazen yetmiyor, farklı otellere naklediyoruz, oralarda konaklatıyoruz. Alışılmış devletimizin diğer kurumları da konaklama konusunda takviyelerini yapıyorlar. Ancak sürdürülebilir ve manalı, sonuca erişen bir mekanizmayı kurmak bizim için değerli. Burada tam da bunu yapıyoruz. Bu türlü bir merkez oluşturuyoruz.
Saha çalışmaları sırasında rastladığım çok sayıda vatandaşı bu üslup alanlara yönlendirdim. Ne yaşadıklarını ne istediklerini de anlatıyorlar. Münasebetiyle diyorum ki bir; buraya geldiğinde evvel onu biri dinleyecek. İki; kalmak mı istiyor, kalacak aslında. Üç; gereksinimlerini görecek. Tıraş olacak, bakımını yapacak vesaire. Dört; bir kısım sıhhatle ilgili mevzuları muayene edilecek. Onlar bir elden geçirilecek. Şayet acil bir şey varsa öbür yere nakledilecek. Ancak burada, aşikâr şartlarda dinlendirilip giderilecek bir şart varsa o halledilecek.
“Vatandaşımız köyüne gitmek istiyorsa, maddi dayanağını güçlü bir halde yapacağız”
Onun dışında beşincisi; buraya gelen bizim vatandaşımız, köyüne gitmek istiyorsa, memleketine gitmek istiyorsa, çaresizlik içindeyse maddi dayanağını güçlü bir biçimde yapacağız. Vatandaşımızı köyüne yollayacağız. Hazır yanımızda da otogarımız var, otogarımızla birlikte yollayacağız. Giysisi kuşamı yoksa; montudur, pantolonudur, ayakkabısıdır, muhakkak gereksinimleridir, gidereceğiz. Devletin eli sıcaktır. Devletin yeri yuvadır. O duyguyu yansıtmak için, sokakta kalan vatandaşlarımız için elimizden geleni yapacağız. Yalnızca onlar mı? Değil. Ağır bir ölçüde mülteci ve sığınmacı nüfusun sokakta yaşadığını görüyorum. Onlara da tıpkı itinası, birebir sıcaklığı burada göstereceğiz. Bakımlarını gidereceğiz.
“Yerel idareyle dayanışma, daha süratli tahlil getirir”
Devletin bu kapsamdaki bireylere sunduğu kimi imkanlar var. Zira mülteci, sığınmacı konusu, ne yazık ki yalnızca merkezi yönetim tarafından yönetilmektedir. Biz, bu bahiste ne bir bütçeye sahibiz ne de bir yetkiye sahibiz. Keşke olsa. Mahallî idareyle dayanışma içerisinde olduklarında daha süratli tahlil bulunabileceğini ben birçok yerde lisana getirdim. Lakin şu anki hükümetin tercihi bu türlü. O vakit varsa o denli bir durum, çabucak orada vatandaşımızın bakımları yeniden yapılacak, muhtaçlıkları giderilecek ve ilgili kuruma nakledilecek ya da onlardan dayanak istenecek, buradaki konaklama sürecinden sonra.
“Savruk bir alan nizamını gidereceğiz”
Bir talimat daha verdim. Bilhassa aşikâr lokasyonlarda; örneğin Taksim civarı, örneğin Aksaray bölgesi, bir tane de Anadolu Yakası’nda olmak kaydıyla yalnızca lojistiğini ve diyaloğu sürdürecek bir merkezin oluşması kural. Yani geldi, konuşuldu, nakledilme yeri oldu, kimi gereksinimleri süratlice giderildi. Tahminen kimi tetkikler yapıldı. Yani ‘Ben nereye gideceğim, ne yapabilirim’ demeyecek. O mahallelerin muhtarları bunu bilecek, ilçe liderlerimiz bunu bilecek, siyasi partiler bunu bilecek, kurumlar, kuruluşlar da bilecek; ‘Hemen şuraya, adrese’ diye gönderebilecek. Yani savruk bir alan tertibini gidereceğiz süratlice. Bu lojistik alanları da süratlice harekete geçirmiş olacağız. Yerlerimiz var. Yalnızca orada tertipli, nizamlı bir alan tanzimi ve oraya tecrübeli, tıpkı vakitte bu hususta uzman arkadaşlarımızın görevlendirilmesiyle bunları sonuçlandırabiliriz diye düşünüyorum. Şu anda açılan bu merkez ve öteki merkezlerimizin bu olgunlukta kışa hazır hale getirilmesi bizim için değerli. Diyoruz ki; İstanbul’daki bütün vatandaşlarımız duysun ki hangi bahis olursa olsun, sıkıntı anında İstanbul Büyükşehir Belediyesi yanında.”
Merkez, 46 yetişkin ve 8 çocuk ağırlama kapasitesine sahip
İBB’den verilen bilgiye nazaran; Süreksiz Barınma Merkezi, bin metrekare kullanım ve 500 metrekare bahçe alanı ile hizmet verecek. Merkezde, 6 ranzalı oda, 2 aile odası, 2 toplumsallaşma alanı, 80 kişilik yemekhane, hizmet ofisi, ruhsal takviye odası, çocuk aktiflik odası, çamaşırhane, berber, işçi giysi ve depo olmak üzere toplam 19 farklı ünite bulunuyor. 46 yetişkin ve 8 çocuk ağırlama kapasitesine sahip olan merkez, kış hizmetleri kapsamında yatılı, başka vakitler ise gündüz süreksiz barınma hizmeti verecek. Belirlenen saat aralıklarında, çamaşırhane hizmeti ile vatandaşların giysilerinin, yatak çarşaflarının ve havluların yıkanması-kurutulması ve ütülenmesi sağlanacak, gereksinim sahiplerine yeni kıyafetler verilecek.