Kanalizasyon ağlarının ve altyapının tahrip olmasıyla birlikte kirli suların yer altı sularına sızması, Avrupa-Akdeniz İnsan Hakları Gözlemevi ile Global Su, Etraf ve Sıhhat Enstitüsü (GIWEH) tarafından Ekim 2021’de yapılan açıklamada nazaran, Gazze’nin aslında yüzde 97’si içmeye elverişli olmayan sularını, her geçen gün daha da kirletiyor.
Belediyelerin sokaklarda biriken atık suları bertaraf edememesi ve bunun için gerekli ağır iş makinelerinin kullanılamaz halde olması nedeniyle Filistinliler, açtıkları foseptik çukurlarla atık sulardan kurtulma yoluna gidiyor.
Gazze Sağlık Bakanlığı Su ve Sanitasyon İzleme Dairesi Lideri Said el-Akluk, kanalizasyon şebekesinin tahrip olması nedeniyle Gazze’nin büyük kısmında yeraltı su rezervlerinin kirlendiğini söyledi.
Kanalizasyon şebekesinin tahrip olmasının insanları foseptik çukur kazmaya ittiğini lakin bu çukurların yanlış yerlere kazıldığını aktaran Akluk, “Vatandaşların kullandığı su kuyularının yakınına açılan bu çukurlar, atık suların yeraltına sızmasına ve suların kirlenmesine neden oldu” dedi.
Akluk, bu suların içmeye elverişli olup olmadığının test edilmemesinin yüzlerce kişinin zehirlenmesine neden olduğunu ve hayatlarını tehlikeye attığını kaydetti.
Beyt Lahiya Belediye Başkanı Ala el-Attar ise “İsrail’in akınları nedeniyle Gazze’nin kuzeyinde kanalizasyon pompaları ile yağmur suyu toplama havuzlarının yüzde 50’si, 200 kilometrelik su şebekesi ve 100 kilometrelik kanalizasyon şebekesi tahrip oldu” bilgisini paylaştı.
Gazze Belediyeler Birliği Koordinatörü Husni Muhenna, Gazze Şeridi’nin kuzeyinde devam eden abluka, yakıt ve gerekli ekipman eksikliği nedeniyle, içilebilir su temininin çok güç olduğunu söyledi.
Muhenna, hücumlarda 62 su kuyusunun tahrip edilmesi, desalinasyon (suyu tuzdan arındırma) istasyonunun yıkılması ve su kuyularını çalıştıracak elektrik gücünün olmayışının kentin birçok bölgesinde önemli ve büyük bir su krizine neden olduğunu kaydetti.
Belediyenin kentin yalnızca yüzde 40’ına su sağlayabildiğini, geri kalan bölgelere su ulaşmadığını aktaran Muhenna, mevcut imkanlar ışığında nüfusun ağır olduğu bölgelere su ulaştırmak için büyük efor gösterdiklerini lisana getirdi.
Gazze kentinin güneybatısına bağlı Tel el-Heva Mahallesindeki bir barınma merkezinde yaşayan Ummu Muhammed, 2 çocuğunun içtikleri sudan zehirlendiğini söyledi.
Ummu Muhammed, “5 yaşındaki oğlum Muhammed ve 3 yaşındaki kızım Sare barınma merkezindeki suyu içtikleri için zehirlendi. Suyun pak olmadığını biliyorduk lakin öteki dermanımız yoktu” dedi.
Eşi ile çocuklarının kuyulardan su doldurmak için sabah erkenden yollara düştüğünü, su bulmakta zorlandıkları için kirli olduğunu bile bile bazen barınma merkezindeki suyu içmek zorunda kaldıklarını tabir eden Ummu Muhammed, “İsrail’in su şebekelerini, kuyuları ve depoları kullanılmaz hale getirmesi nedeniyle Gazze’de suya erişim çok sıkıntı hale geldi” diye konuştu.
Bağırsak hastalığına yakalanan 7 yaşındaki Semer es-Seyyid de sığındıkları okuldaki suyu içtiğini ve birden karnında şiddetli bir ağrı duyduğunu ve kusmaya başladığını anlattı.
Erkek kardeşi ile ablasının da birebir hastalığa yakalandığını ve yapılan tetkikler sonucu kirli suların buna sebep olduğunun anlaşıldığını lisana getiren Seyyid, yaklaşık 1,5 ay evvel yeniden tıpkı sebepten zehirlendiğini aktardı.